27 Temmuz 2013 Cumartesi


Ben de bir yere bağlanmadım ve bir yere gitmedim, öyle solgun nilüfer gibi bir havuzun içinde yalnız başına durdum, köklerimi salamadım, ne, olduğum yere sağlamca yerleştim, ne, başka diyarlara kaçabildim,

Bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler oldu ama kimse yakasına takmadı beni, kimse odasına koymadı, kimse beni sulayıp büyütmek için uğraşmadı."

Ahmet Altan-Nilüferler

24 Temmuz 2013 Çarşamba

CAFE MÜLLER VE PİNA BAUSCH ÜZERİNE

   Pina Bausch'u keşfetmem kendisinin ölümünden sonraya rastlıyor malesef. İki sene önce Hable Con Ella filmini izlerken tanıştım Cafe Müller'le. Filminin ilerleyen sahnelerinde arkadaş olacak Marco ve Benigno'nun yanyana oturup izledikleri bir  dans tiyatrosuydu bu. Daha ilk sahnesinde etkileyici müziğin devreye girmesiyle Pina Bausch'un oyunculuğu karşısında gözlerim doldu.  Benim üzerimde yarattığı etki karakter Marco üzerinde de yaratmıştı.
  Kadın- erkek ilişkilerinin sahiciliğini şiirsellik ve dansla harmanlanışını izliyoruz Cafe Müller'de. Unutmaya, kaybetmeye, bulmaya, hatırlamaya, acı çekmeye dair döngüler vucütlar ile tanımlanıyor.

  Daha akademik boyutu için Mimesis Dergisinin Pina Bausch ve Cafe Müller yazısını okuyabilirsiniz.

Dünyayı bir salyangozun izlerinde dolaşsam,
Elimde parlak bir harita
Hiçbir atlasta henüz yer almamış.
Ardımsıra yollara hayalimin kırıklarını bıraksam
Yeter mi bu izler beni kendime getirmeye acaba?

Didem Madak