27 Eylül 2013 Cuma

   Tuncel Kurtiz'i Kumru (1998) filmiyle tanıdım ben. 6 yaşındaydım ve canlandırdığı karaktere değil bizzat kendisine acımıştım. Sonra bir sürü popüler filmde görsem de hiçbiri beni Kumru'daki kadar etkileyemedi. Bi on üç yıl kadar sonra da Tabutta Rövaşata filminde Reis olarak izledim. Mahsun'un da benim de abim gibi olmuştu artık. Sonra zaman geçti. Ben yirmi iki yaşına geldim ve Tuncel Kurtiz oynuyor diye hevesle gideceğim filmlerin bir daha hiç başlayamayacağını öğrendim. Hayatta  her gün bir şeyler eksiliyordu. Bugün de kocaman bir kara delik oluştu sanatta. Anısına Kumru filmini yıllar sonra tekrar izleyelim istedim bugün. Özleyeceğim...

13 Eylül 2013 Cuma

   Günler bir sonraki günü bekleyerek geçiyordu. Beklenen an gelmiyordu bir türlü. Zamanı gelmemişti, erkendi. Uzağımızdaydı. Yaşadığımız anın güzelliğini de yokeden umuttu beklentiler. ''Sıfır beklenti yüzde yüz mutluluk '' demişti dostum. Ama beklentisiz hayatın ilerlemediğini unutmuştu. Umudu olmayan insanlar beklemiyorlardı. Gitmiyorlardı da... Yaşamak gidiyordu içlerinden. İçlerinden diyorum derilerinin altından. Gerçekten kaybetmeyi biliyorlardır artık. Mucizevi bir çaresi olmayan yirmi birinci yüzyıl hastalığına yakalanmışlardı. Geçmiş olsundu.   
   Kelimeler satılmadan parayla söyleyin abiler sevdiklerinize sevdiğinizi!